![]() ‘Acıyı yaz’ dedi bir arkadaşım, Karnımda kırmızı bir deliktir acı dedim. Kalbimin aralıksız koşusuna yetişmeye çalışan titrek ve buz tutmuş ayaklarım, Ağzıma yapışıp kalan korku aromalı o tat, Bir yeraltı mağarasına dalıp, soluk alamadan geçtiğim bir tünel, Sonu başı belirsiz. Karanlığın içinde iki elim yanımda durmak acı Buz gibi esen fırtınada çıplak kalmak Korların içinde yanmayı izlemek Ve açmak gözlerini bir fal taşı gibi İkiye yarıp göğüs kafesimi büzüşen kalbime bakmak bir de. Acı olunca eksiltili cümlelerle bitiyor konuşmalarım Acılı olan her şey ve üç nokta… Yogayla ya da kişisel gelişimle ilgilenen kişilerin hep mutlu, hep neşeli olduğunu düşünmek ne büyük yanılgı. Acı olmasaydı egonun konforlu sularından çıkıp o son durağı hiç belli olmayan yola çıkılır mıydı? Acı çekilmiştir, çekilmektedir ve belki de çekilecektir. Acının kendisi olmaktan vazgeçilmiştir sadece. Kendini acıyla ya da herhangi bir duyguyla tanımlamaktan vazgeçmektir yolda yürümek. Acıyı izlemek, acıyı koklamak, deneyimlemek ve acının yerine şefkat koyabilmeyi öğrenmek: Dengelenmektir. Dönüşüm, acısız olabilir mi? Elbette. Ama bazen acı da verebilir başka bir alana açılmak. Acı, eski kalıbına, dönüştürmekte olduğun ‘sen’lere ne kadar tutunduysan o oranda yükselir. Seni büyütecek olan her duyguya hak ettiği değeri verebilmek ve duygu ne olursa olsun onu kalbinle izlemeyi, bazen de izlemeye dayanabilmeyi başarmak. Kalbim şöyle dedi acıyı seyrederken ‘Şu an acı olduğunu zannediyorsun değil mi? Sen, acı değilsin. Sen, duyguların değilsin. Duyguların sadece yol üstü durakları. Şimdi hayatta acı durağından geçiyorsun ve bu da diğer tüm duygu durakları gibi bir durak sadece. Biliyorum, daraldığını, bunaldığını, sıkıştığını düşünüyorsun… Hayır, bir tünelden geçiyorsun sadece. Mesela diyelim ki bir yeraltı tüneli çıktı karşına, bir dar boğaza geldi yürüdüğün yol. Yürümeye devam et. Acıyı tanı. Yürüdüğün yolu tanı. Yolda yürürken verdiğin tepkileri tanı. Kendini, içinde sıkışıp kalmış ‘sen’leri tanı. Yargılamadan, etiketlemeden, iyileştirmeye çalışmadan, abartmadan, debelenmeden. Çabasız. Sadece izle. Geçiciliğini gör her duygunun. Serbest bırakmak için içinden geç acının. Özüne dayan. Yürümeye devam et. Budur su gibi hayatın damarlarında akmak dediğin. Budur yanmak ve küllerinden yeniden doğmak dediğin…’ Ondan döküldü dizeler kağıdıma ‘Acılı olan her şey ve üç nokta…’ https://www.youtube.com/watch?v=O6OzWPZueAE İstanbul, 2016.
1 Comment
emrah
2/12/2016 02:53:33 pm
duygularımı ifade edemiyorum kendimi içimde herşey söylediklerin yazdıkların o kadar dokunuyorki içime anlatamam iyiki tanıdım seni ablacım seni seviyorum sat nam
Reply
Leave a Reply. |
Yazar'Benim gibi kendisini azıcık da olsa garip hisseden birileri varsa bu satırları okuyan bilmeli ki: Ben, Ben'im, Biz, Bir'iz ve hayatın tek anlamı Ol'duğum(uz) gibi Ol'abilmek. Arşivler
May 2020
Kategoriler |
Bu blogu ziyaret eden sevgili, |