Kendimi bildim bileli gündemimde ‘aşk’ var. Yani sevgili, benim bu hayatta en sadık olduğum okul aşk... İlk kez 2,5 yaşında anaokulunda aşık olmuştum. Öyle tatlıydı ki bunu hissetmek o an aşka aşık olduğumu çok net hatırlıyorum. Ondan beridir hep bir ilişki temasıyla yaşıyorum. Boş yok... 🙅🏻♀️ Oldu, olmadı, olacak mı, neden böyle oldu, neden olamıyor, oldurabilir miyim, olmazsa ne olur, benim neden olmuyor, olsa nasıl olurdu, geç mi kaldım, çok mu erken? Bir arkadaşım bir karikatürden bahsetmişti. İki toplum çizilmiş yan yana; birisi sürünüyor diğeri uzay teknolojisinde yaşıyor. Sürünen toplumdaki, diğerine soruyor: ‘Abi, siz nasıl bu hale geldiniz?’ diye. Yanıt şöyle geliyor: ‘Dostum biz ilişkilerden konuşmayı bıraktık...’ 😁 İspanya’daki Canlılık ve Stres modülünde bağımlılıklar üzerinde çalışırken birden fark ettim ki ilişkilere bağımlılığım var. (Ani farkındalıklar Kundalini Yoga’nın işi biliyorsunuz.) 🌱 İçimde bir ben var, dışarıdan duygusal olarak beslenmeye mecbur olduğunu, beslenmediğinde kuruduğunu, öldüğünü düşünüyor. Ve öyle çok korkuyor ki yalnızlıktan... Belki de en büyük korku bu içimde kol gezen. İnsanın yaşadığı temel stres ‘ait olmaya duyduğu özlem’miş. Tüm bağımlılıklar bu özlem dolayısıyla dallanıp budaklanıyormuş... bu farkındalığımın üzerine yine bu eğitimde öğreniyorum, bağımlılığıma yeni bir bakış açısı olarak... . İşte hal böyle olunca o ‘ben’i ‘karşıma alıp’ sordum: ‘Peki hep özgür olmaktan bahsediyorsun ya seni bundan nasıl özgürleştirebilirim?’ Yanıt şöyle geldi: Özgür olmak, ‘kendi akışında’, ‘kendi merkezinde’ kalabilmektir. Çapayı kendi kalbine atıp, geminin, yani bedeninin, zihninin sahibi olmaktır. İlişkinin içinde de özgür olabilir insan. Bunun için tek şart, kişinin kendi kendine yetebilmesidir. Bunun için tek şart ise: Kendini tanımaktır. Kendini tanımak özgürlüktür. Sınırlarını bilmek ve esnetmek, kendinle hiçbir yanından kaçınmadan vakit geçirebilmektir. Meditasyonda kavuştuğun kabul dolu boşluktur özgürlük. Biriyle bir araya geldiğinde çoğalmak, genişlemek ama yaşamaya devam etmek için buna ihtiyaç duymaktan, bu yoksunluk hissinden vazgeçmektir. ‘Bencil’ olmaktır bir yerde. Kalpte oturanın bencilliği kimsenin alanına müdahale etmez, kimseden bir alacağı, saklayacağı yoktur. Vermekten çekinmez, verirken beklentiye girmez. Kendi rotasında yürürken kendisine yoldaşlık edene sarılıp bazen birlikte, zaman zaman da yine yolunu, hayallerini, kendini seçerek yürümeye devam eder. Kendinde kalmaktır yani özgürlük. Kendinin en iyi dostu olmaktır. . İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta. Ölüm bizi ayırana kadar. :) Belki bir ara cesareti de konuşmak gerekir özgürlükten bahsettiğimizde yani. Özgürlük, cesaret gerektirir. Cesaretse, kalpten gelir. Sat nam.
0 Comments
![]() Tek başınalığınla var olmak: İçini yuva haline getirmek. Yuvan ile her gün sabır ve itinayla ilgilenmek. Perdelerini güneşe açmak. Isıtmak üşüyen yanlarını. Nefeslerinle havalandırmak sıkışmış olanı. Duyamadığını dinlemek. Göremediğine bakmak. Hislerine hassas olmak. Kendinle el ele yürümek. Sebepsiz gülümsemek. Boşluğa atlamaya cesaret etmek. Umut kuşanmak. Beslemeyeni kesmek, besleyeni sulamak. Arayışın yerine ‘oluş’u koymak. Durmak ve izin vermek. Kabul etmek. Ağırlanmak, ağırlamak. Şefkatte kalmak. Yumuşamak. Hafiflemek. Kalabalıkken de yalnızken de tek başınalığınla kucaklaşmak. 🌻 Senin aran nasıl kendinle? ![]() Bağımlılıklara, hissetmeye katlanamadığımız duyguları dondurmak ve hissizleşmek için yöneliyoruz. 🌱 Erken yaşlarda, ailede ebeveynler arasındaki ilişkiden ve/veya ebeveynlerin çocuğun duygularını görmezden gelmesi dolayısıyla ya da yakın çevreden ‘kendin olma, iyi ol, uslu dur, sakin ol, bağırma, konuşma, ses çıkarma’ mesajına maruz kalan çocuk hayatta kalmak için maskeler geliştiriyor. Çoğunlukla bu maskelerden biri gülümseyen, ilgili, sevgi dolu ‘görünen’ ve dışarıda, toplum içinde takılan maske; bir diğeri ise kendi başına kaldığında ya da ikili ilişkilerde bir süre sonra yüzeye çıkan öfkeli, korku dolu, saldırgan ve aslında acı çeken kimlik. Yogi Bhajan bir dersinde kişinin kendiyle ilişkisini de aynen böyle anlatıyor: ‘Sen ve Sen arasındaki mesafe uzadıkça kendine ettiğin ihanet de derinleşiyor’ diyor. Bu mesafeyi bastırmak için gözler dışarıya çevriliyor. Mesafeyi alkol, sigara, ilişkiler, uyuşturucu, yemek, takıntılar, hatta belirli hallerle (depresyon bağımlılığı, öğrenilmiş çaresizlikler) kapamaya çalışıyoruz. Fakat bu yol, bu mesafe, hissizleşerek değil ancak hissetmeye cesaret ederek ve tüm kimliklerini masanın üzerine koyup gözlerinin içine baka baka kabul ederek yürünebilir. Kendini kabul etmek diyoruz ya hep dönüp dönüp işte tüm bu hallerini görebilmekten bahsediyoruz bunu derken. Hiçbiri çirkin ya da yanlış ya da eksik, yetersiz veya kötü değil. Sen sandıklarının tümü sadece inançların. Zamanında öyle olduğuna karar verdin ve şimdi bu kararını yeniden değerlendirebilirsin. İlerleyebilirsin. Özgürleşebilirsin. Her gün biraz daha. Çünkü sen, sonsuzluğun insan bedenindeki halisin. Sat nam. |
Yazar'Benim gibi kendisini azıcık da olsa garip hisseden birileri varsa bu satırları okuyan bilmeli ki: Ben, Ben'im, Biz, Bir'iz ve hayatın tek anlamı Ol'duğum(uz) gibi Ol'abilmek. Arşivler
May 2020
Kategoriler |
Güneşli Ev'i Bul |
|