Bugün kendime umut vermek gelmiyor içimden.
Özgürleşmek istedim eski ben zannettiğim ‘ben’lerden, İçimdeki zehirle birlikteyim bugün. Bugün zehri konuk ediyorum sahnelerimde. Perdeleri açtım, tüm zamanlarım sahnede yine. Acılı ezme gibiyim bugün. Kalbimde acıyan ve ezilen her şeye söz hakkı veriyorum. Söz söylendikçe derin bir acıyla eziliyor kalbimde bir yerler. Plak döndükçe dönüyor. Ona buna kızıyor gibi oluyorsa da egom, ruhum yansıtmaları gösteriyor yılmadan. Köklere iniyoruz hep birlikte, egom, ruhum, çocukluğum, kabullenemediklerim, acıya dönüşenler, güvensizlikler, yetersizlikler, ihanetler ve tüm pası küfü hayatımın. Dinlemeden geçemiyorum. Acının tünelinden geçiyorum. Tünelin sonunda bir ışık aramıyorum. Gözlerimi karanlığa alıştırıyorum. Bir süre sonra karanlık korkum geçiyor, biliyorum. Kendimi kendime emanet ediyorum. Emanete ihanet etmemeye ant içtim, bunu hiç unutmuyorum. Artık maske takmak yok demiştim. Maskeler yüzüme oturmuyor zaten. Eski maskeleri bilinçaltımla geri dönüşüme verdik, acı olarak geri döndüler. -Mış gibiler ellerimde ufalanıyor. Gerçek olmayan her şey kalbimi sıkıyor. Bugün güneş ve deniz bile ses etmedi acıma. Bugün ağacın dalında açan çiçek de ses etmedi. Bugün acılarım konuşuyor ben kalbimi açtım, onları dinliyorum. Yaranın bandajını söktüm kendi irinime bir neşter attım. Neşter operasyonunu bugün kendime uyguladım. Uyumuyorum, hayır. Tam uyanık da değilim. Bilinçaltımda bir yerlerdeyim. Kutsal yazıtlarda okudum: Ben aslında yokum. Varmışım gibi davranmayacağım. Dedim ya -mış gibiler elimde ufalanıyor. Bugün acıma dalacağım. Bugün ona söz hakkı vereceğim ki aksın artık damarlarımdan. Bu şehir daha nice acıları gördü, benimkini de kaldırır elbette, kaldırmaz diye korkmayacağım. Ben artık korkmayacağım bakmaktan karanlığa. Kör karanlıklarda merdivenim olacağım. Bugün bir arpa boyu bile ilerlemedin demeyeceğim kendime. Acıya bakmaya cesaret etmenin ilerleme olduğunu hatırlayacağım sadece. Gözlerimi kırpmadan tünelin karanlığına bakıyorum. Derim soyuluyor, ciğerlerim yanıyor. ‘Ölüyorum’ diyorum camdan dışarı bakıp. Bir kez daha ölüyorum. Ölüme itiraz etmiyorum. Kalbimde çalışmayan bir yer vardı, sözden bir kalemin sivri yanıyla oydum orayı. Acılı bir oyuk var şimdi kalbimde, boşluk. Eski erkek arkadaşım intihar etti. Yaşamdan vazgeçme isteğimi onunla birlikte gömdüm. Yaşamaya devam edeceğimi biliyorum, devam edebilmek için acılarımı sahneye alıyorum. Ah sen değilsin içimi acıtan, zihnimin kıvrımları. Dışarıdan gelmiyor hiçbir şey, hepsi anılarımın yansımaları. Bugün acılı ezmeyim. Öfkenin çarptığı, acının böldüğü, nefesin çıkardığı ve hayatın topladığı yerdeyim. Bugün kendime umut vermek gelmiyor içimden. Özgürleşmek istedim engellerimden ve içimdeki zehirle birlikteyim bugün. Mart 2018, İstanbul.
0 Comments
Leave a Reply. |
Yazar'Benim gibi kendisini azıcık da olsa garip hisseden birileri varsa bu satırları okuyan bilmeli ki: Ben, Ben'im, Biz, Bir'iz ve hayatın tek anlamı Ol'duğum(uz) gibi Ol'abilmek. Arşivler
May 2020
Kategoriler |
Güneşli Ev'i Bul |
|