![]() Sat nam sevgililer, Kundalini Yoga ve Meditasyon seanslarında kavuştukça sıklıkla tekrar ediyorum, biliyorsunuz, verdiğimiz derslerin temel amacı sizin evde kendi başınıza pratik yapabilmenizi sağlamak... Yani öğretmene bağımlı olmadan kendi pratiğinizi uygulayabilmeniz. Yogi Bhajan, Kundalini Yoga'yı öğretirken kendi inisiyasyonunuzu kendinizin yapmanız gerektiğinin altını defalarca çiziyor. Herkes kendi özgürleşme sürecinden sorumlu yani :) Bu anlamda meditasyonların ve pratiklerin hayatımızın bir parçası olması ve tekrar tekrar uygulanması çok önemli. Nasıl ki bir ilacı her gün aynı saatte aldığımızda o ilaçtan faydalanabiliyorsak aynısı bunun için de geçerli. Çünkü bu da bir nevi ilaç aslında. Hormonları, sinir sistemini, beyin fonksiyonlarını düzenleyen ve bilinçaltını temizleyen bir çalışma meditasyon dediğimiz en nihayetinde. Dolayısıyla... Sizin için hazırladığım bu rehberde, hem bugüne dek aldığım sorulara yanıt vermeye çalıştım hem de evdeki meditasyon pratiğinize Kundalini Yoga stilinde destek olmayı istedim. Sevgimle, MEDİTASYON ALANI: Kendinize evinizde pratik yapacağınız temiz ve sessiz bir köşe oluşturun. Bu köşeye sizin için anlam ifade eden ve size hayatla ilgili ilham verecek unsurların bir araya geldiği bir sunak da ekleyebilir, kendi kutsal alanınız olarak o sunağı düzenleyebilirsiniz. Pratiğinizi her gün, mümkünse aynı saatte ve aynı yerde yapmak o mekanı sizin için kutsal hale getirecektir. Metroda, sırada beklerken ya da kalabalık bir yerde meditasyon yapacaksanız sizin için kutsal olan bir yerde olduğunuzu hayal edin ve dikkatinizi dağıtacak olan etmenlerden kendinizi uzaklaştırın. Bir ağacın altında, bir nehrin kenarında ya da deniz kıyısı gibi sakin yerlerde de meditasyon yapmayı tercih edebilirsiniz. ZAMAN: Meditasyon ve pratik için en iyi zaman, yogilerin de yaptığı şekilde, ether elementinin hüküm sürdüğü günün doğumunda 2 buçuk saat öncesidir. Bu vakitlere Kundalini Yoga’da ‘Esas saatler’ diyoruz. Bir başka uygun vakit de saatler 16.00’yı gösterdiğinde ve gün batımı esnasındadır. Ve elbette uyumadan önce meditasyon yapılması son derece faydalıdır. Meditasyon ve yoga daha az uykuya ihtiyaç duymanızı sağlayacaktır. Sabah ve akşam meditasyon yaptığınızda bilinçaltı korku ve endişelerini bertaraf etmeniz kolaylaşacaktır. KRONOMETRE: Meditasyon ya da pratik yaparken, yanınızda zamanı sizin yerinize ölçecek bir kronometre bulundurmanız faydalı olacaktır. Böylece bir gözünüz saatte olmaz :) SAÇLARINIZ: Yogiler, saçların yıkanmasının ve taranmasının ağır duyguların sindirilmesine yardımcı olduğunu ve saçların manyetik alanın korunmasındaki önemini keşfetmişti. Sinir sisteminin bir uzantısı ve evrim geçirmiş antenler olarak görülen saçlar, beyin köküne, limbik sisteme ve beynin neokorteks bölümüne önemli bilgileri taşır. Bu yüzden enerji ‘kaybını’ önlemek için, özellikle meditasyon ve yoga pratiği esnasında saçlarınızı kendi çevresinde döndürüp, topuz yaparak başınızın üzerine toplayın. Ayrıca, başınızı bir türbanla da bağlayabilirsiniz. AÇILIŞ: Meditasyona başlamadan önce açılış mantrasını 3 kere söyleyin: Ong Namo Guru Dev Namo İçimdeki ve evrendeki yüce, ilahi bilgeliğin önünde eğiliyorum, yüce bilgeliği selamlıyorum. Daha sonra korunma mantrasını 3 kere söyleyin. AAD GURAY NAMEH - Evrensel Bilgelik’in önünde eğiliyorum JUGAAD GURAY NAMEH- Çağlar Boyunca Hüküm Süren Bilgelik’in önünde eğiliyorum SAT GURAY NAMEH- Gerçek Bilgelik’in önünde eğiliyorum SIREE GUROO DAYVAY NAMEH- Yüce, Gözle Görünmeyen Bilgelik’in önünde eğiliyorum ISINMA: Açılışı yaptıktan sonra ısınma hareketlerine başlayın. Özellikle de omurga esnetme hareketlerini yapın. Ardından kendi seçeceğiniz (bu web sitesinde paylaşılanlardan biri de olabilir) bir kriyayı uygulayın. Ya da açılışı yapmadan önce bedeninizin ihtiyaçlarına kulak vererek dans edebilirsiniz. Yürüyüş yapmak ve yüzmek de ısınmanızı sağlayacaktır. DİNLENME: Kriyadan meditasyona geçmeden önce sırt üstü uzanıp tamamen rahatlayın, derin dinlenmeye geçin. ZAMANLAMA: Meditasyona yeni başlıyorsanız, 3 dakikalık uygulamalarla yola çıkmanız; zamanla süreleri uzatmanız pratiğe uyum sağlamanız açısından faydalı olacaktır. 3 dakika meditasyon yaptığında, elektromanyetik alanın, dolaşım sistemin ve kanının kimyası etkileniyor. 11 dakikada, hipofiz bezi ve sinirler öğrenmeye, dönüşmeye başlıyor. 22 dakikada, negatif, pozitif ve nötr zihinler birlikte hareket etmeye başlıyor ve dolayısıyla zihinsel süreçlerimizin işleyişi değişiyor. 31 dakikada, salgı bezleri, nefes ve konsantrasyon tüm hücreler ve bedenin ritimleri üzerinde etki sağlıyor. Zihin ve aura bütünüyle etkileniyor ve elementler dengeleniyor. 62 dakikada beyindeki gri madde değişiyor. Bilinçaltındaki ‘gölge zihin’ ve dış yansımaları bütünleşiyor. 2 buçuk saat meditasyon yaptığımızda psişe, çevredeki manyetik alanla bağlantılı olarak değişiyor. Böylece bilinçaltı zihin, kendisini çevreleyen evrensel zihin tarafından bu değişimi sindirebilmesi için tutuluyor. İLİKLERİNE KADAR HİSSETMEK İÇİN 40 GÜN Bir meditasyonun etkilerini deneyimleyebilmek için her gün, 40 gün boyunca uygulamanız önerilir. Peki bunun bilimsel bir açıklaması da olabileceğini söylesem? Şöyle ki: Herhangi bir eylemi üst üste yapmaya başladıkça bedenin kimyası değişiyor. Kalp her attığında kemik iliklerinde 1 milyon kadar alyuvar yani kırmızı kan hücresi üretiyor. Bu alyuvarların içinde demir bulunuyor. Demir, hafızası olan bir madde. Demir, tekrarlı davranışları kaydetme özelliğine sahip. Yani her kalp atışımız bize kim olduğumuzu hatırlatan bir bilgi aktarım sistemi gibi kısacası. Bir şeyi ‘İliklerime kadar hissettim’ diyoruz ya, işte bu nedenle. Nefes çalışması ya da meditasyon süresince kalbimiz her attığında, yeni bilgi, eski bilginin yerini alıyor. 40 gün boyunca bu tekrar edildiğinde eski bilgi yerini yeni bilgiye bırakıyor ve yeni alışkanlık oluşuyor. 40 gün geleneğine tüm dinlerde de rastlamak mümkün. 40 günlük pratik, bilinçaltında bizi sınırlayan düşünce kalıplarının ve duygusal kalıpların açığa çıkmasını sağlıyor. 90 günde o değiştirdiğimiz alışkanlığı derinlerde sindiriyoruz. 120 günde yeni alışkanlığımızla bütünleşiyoruz. 1000 günde ise o yeni alışkanlıkta ustalık kazanıyoruz. Kundalini Yoga’da bir meditasyonun etkilerini deneyimleyebilmek için o pratiği her gün tekrar ederek, 40 gün tekrar etmeni öneriyoruz. Farklı meditasyonları deneyimlemeyi istiyorsan, her sabah aynı meditasyonu uygulayıp akşam meditasyonunuzu değiştirerek pratik edebilirsin. ÖNEMLİ NOT: 40 günlük çalışmaya hangi süreyle başlıyorsan 40 gün boyunca o süreye sadık kalman önemli. Örneğin çalışmaya 3 dakika ile başladıysan 40 gün 3 dakika ile devam etmelisin. 40 günlük yolculuğunda bir gün 3 dakika uygulama yapıp, ertesi gün pratiğine 11 dakika ile devam etme. Kendini rahat hissedeceğin bir süre belirle ve istikrarlı bir şekilde o süreyle ilerle. NİYET: Yogi Bhajan tarafından öğretilen tüm meditasyonların belirli bir etki alanı ve hedefi vardır. Meditasyon öncesinde hayatınızda yaşadığınız süreci göz önüne alarak bir niyet koyabilir, o niyetin gerçekleşmesi halinde nasıl hissedeceğinizle ilgili bir vizyon yaratabilirsiniz. MEDİTASYON ESNASINDA KARŞILAŞABİLECEKLERİNİZ: Meditasyon esnasında zihnin bomboş olması gerektiği ve düşüncelerin akışının durdurulamadığı gerekçesiyle pek çok insan meditasyon yapmaktan vazgeçiyor. Bu tamamen bir yanlış anlama. Zihin, bir göz kırpışında binlerce düşünce üretir. Meditasyona oturduğumuzda bu düşüncelerin farkına varırız. Mantraları kullanmamızın nedeni de zihnin bu hareketli atmosferinde odaklanmayı sağlamaktır. Dikkat dağılmalarının yaşanması, düşünce akını gayet doğaldır. Meditasyon esnasında bunun farkına varıp mantraya, odak noktanıza (iki kaşınızın arası, burnunuzun ucu vs.) ya da nefesinize bilinçli bir şekilde geri dönün. Meditasyon sırasında kendinizi rahatsız da hissedebilirsiniz. Meditasyon bir temizlik sürecidir. İçsel bir duş gibi düşünebilirsiniz. Dolayısıyla meditasyon yaparken taşıdığınız pek çok duygusal yük su üzerine çıkabilir. Bu hem çok normal hem de istenilen bir hareketlenmedir. Deneyiminizin çalışmakta olduğunun işaretidir. Her seferinde oturup neşeye batmayı beklemeyin. Yüzeye çıkan duygu her neyse onu olduğu gibi seyredin. Düşünceler geldiğinde tepki vermekten ya da eyleme geçmekten kaçının. Tıpkı bir nehir gibi akmalarına ya da rüzgarda uçuşan balonlar gibi uçup gitmelerine izin verin. Negatif ya da duygusal bir hal alabilirsiniz. Bu da çok doğal. İzin verin. Gelen her neyse deneyimleyin ve evrene akmasına izin verin. Zamanla ne kadar hafiflediğinizi ve bazı şeylerin artık sizi hiç rahatsız etmediğini göreceksiniz. OTURUŞ: Otururken omurganızın mümkün olduğunca dik olmasına özen gösterin. Başka bir talimat yoksa rahat oturma pozu olarak da kullandığımız bağdaş pozisyonunda oturabilirsiniz. Dizlerinizde sorun varsa yine omurganız dik olacak şekilde bir sandalyede ya da bir koltukta oturabilirsiniz. Yine başka bir talimat verilmemişse, çeneninizi hafif geriye alıp, kuyruk sokumu kemiğinizden başınızın tepe noktasına kadar omurganızın düz bir çizgi halinde uzandığından emin olun. Bu, çakraların hizalanmasına ve enerjinin rahatça akmasına yardımcı olacaktır. *Pratiğe başlamadan önce uzun derin nefesler alıp karın noktanıza ve üçüncü gözünüzle karın noktanızın bağlantısına dikkatinizi getirebilir, her ikisinin bağlantısını kök çakranızdan indiğini hayal ettiğiniz, kalın, güçlü ve sağlıklı köklerle dünyanın merkezine bağlayabilirsiniz. Nefes alıp verirken dünyanın merkezinden kökleriniz aracılığı ile enerjiyi çektiğinizi ve başınızın üzerinden gökyüzüne yükselttiğinizi ve tekrar aşağıya doğru inerek ihtiyaç duymadığınız duygularla birlikte dünyanın merkezine geri döndüğünü vizyonlayabilirsiniz. SABIRLI OLUN Lütfen kendinize karşı sabırlı ve şefkatli olun. Bazen bir meditasyon esnasında sadece bir dakika dikkatinizi toplayabilirsiniz. Bunda hiçbir sorun yok. Zamanla dikkatinizi daha fazla toplayabildiğinizi ve bu sayede zihninizle ilişkinizi geliştirdiğinizi göreceksiniz. MEDİTASYON HAYATINIZI DEĞİŞTİREBİLİR Günde yalnızca 10 ya da 30 dakikanızı ayırarak yapacağınız pratik hayata bakış açınızı, kendinizle olan ilişkinizi, içinde bulunduğunuz durumlara yaklaşımınızı değiştirebilir, kendi potansiyelinizi görmenize rehberlik edebilir. Haftada bir kez meditasyon yapmak dahi bilinç anlamında değişiklikler yaşamanızı sağlayacaktır. KAPANIŞ 3 kere 'Sat Nam' (Gerçek Benim Kimliğimdir) mantrasını yüksek sesle söyleyin. Şifa olsun. Kaynak: (*KRI International Teacher Training Manual, 3ho)
0 Comments
![]() Yogi Bhajan-Mandala Talk, with12/7 (kirtan) +12/10 (presentation) Tarih: 30 Kasım 1989 Yer: Roma, İtalya Library of Teachings. ...Tanrı’yı dışarıda aradığınız sürece çaresiz kalacaksınız. Hangi dine mensup olduğunuzun, yaptığınız şeyin hiçbir önemi yok. Tanrı’yı her şeyde görmediğiniz sürece dürüst değilsiniz. O’nu içinizde bulmalısınız. Ve şarkı söylediğinizde içinize bakmanız daha kolaydır. Hiçbir bedel gerektirmez ve hiçbir aracıya ihtiyaç duymazsınız. Siz, müziğiniz ve içiniz baş başa kalırsınız... ...Sizi Tanrı olduğunuza ikna edebilirim fakat buradan sokağa çıktığınız an bunu unutursunuz... Bu yüzden kendi yaratıcılığımızı hayatın boşluğuna dolduralım ve en güçlü ve en saf sözleri kalpten seslendirelim. ...Bu mantrayı (Aap Sahai Hoa Sachay Daa Sacha Doa, Har Har Har) söylediğinizde korkularınızdan, suçluluk duygunuzdan, günahla doğduğunuz gibi düşüncelerden özgürleşeceksiniz ve aynı demette yan yana duran çiçekler olduğunuzu hissedeceksiniz. Bazılarınızın kafasında türban var, bazılarının saçları açık, bazıları kel, kiminin büyük bir burnu var, kiminin burnu ise hokka gibi, bazıları inanıyor, bazıları inanmıyor. Hepimiz farklıyız. İçimizde birçok kimlik taşıyoruz. Farklı farklı şekillerde düşünüyoruz. Ama birleşebileceğimiz bir nokta var. Bizi bir yapabilecek bir nokta. Yozlaşmış din adamları Tanrı’nın dışınızda olduğunu size söyleyip durdu. Tanrı dışınızda olsaydı ölü olurdunuz çünkü Tanrı prananızdır. Pranamız oldukça hayattayız. Neden Tanrı’yı arıyoruz? Neden onu hissetmiyor, deneyimlemiyoruz? Kova Çağı’nın şafağındayız. İnsan düşünme, hissetme ve var olma biçimini değiştirmeli. ...Kimin kutsal olduğunu ya da kimin kutsal olmadığını bir kenara bırakalım ve kendi içimize dalalım, varlığımızın yaratıcı boşluğuna ve Tanrı’yı içimizde bulalım. .... Bu mantra kuvvet veren, arındıran bir ilaç. Kutsal sözlerin şarkısını söylemek, hele ki onları kalpten söylemek birbirimiz için yapabileceğimiz en güzel şey. Pek çok şey öğrenebildiğinizi anlıyorum. İsterseniz uçabilirsiniz bile. Bir yumurta yaratacak güce sahip olmanızda ne var? Bunu tavukların hepsi yapabiliyor. Bunda abartılacak ne var? Şapkayı kaldırdığınızda içinden bir güvercin uçarak havalanıyorsa ne olmuş yani? Ya da bir taşı alıp elmasa çevirebiliyorsanız bu bir meziyet mi? Eviniz bir saraydan daha büyükse siz de mi büyüksünüz? Huzurla uyuyamıyorsanız eviniz olmuş neye yarar? Bazen sokaklarda uyuyan insanlar öylesine huzurludur ki yanından kamyon geçse uyanmaz. Bazen de zengin bir adamın ipek çarşaflarla hazırlanmış yatağında kızaran bir balık gibi uyuduğunu görürsünüz. Bazen mermerlerle, heykellerle, dünyanın güzellikleriyle bezeli bir eve sahip olan adamda tavuk ciğeri kadar kalp olmadığına şahit olursunuz. Kolları kastan şişmiş bir adamın incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey yüzünden kendini kaybettiğini de görebilirsiniz. Peki o zaman sahip olunan bunca şey neye yarar? Hayat, uyuma zamanı geldiğinde uyuyabilmek, uyanma zamanı geldiğinde de uyanmak, uyanık olmak demektir. Yaşayın. Korkularınızdan, endişelerinizden, kaygılarınızdan, kininizden, kıskançlığınızdan özgürleşerek yaşayın. Temiz yaşayın. Hissedebilirsiniz, tutkularınız olabilir fakat kafanız karışık bir şekilde yaşayamazsınız. Kendiniz için ve içinizdeki Tanrı için yaşayın. Bunu anlamıyor olabilirsiniz ama bu çok güzel bir şey Tanrı’yı size kimse getiremez çünkü Tanrı’yı içinizde taşıyorsunuz. Bu sanki bir mücevheri cebinde taşıyıp onu sokaklarda aramaya benziyor. En güzel hayatı harcayıp kendi içinizde kalmak istemiyorsunuz. Zekayla ve bilinçle yaşayabilirsiniz. Ama tatmin olmadan yaşayamazsınız. Arzular ateş gibidir. İçine ne kadar odun atarsanız o kadar yanar. Arzusuz olmak bile bir arzudur. İlahi olmak bir arzudur. Yozlaşmadır. Her kimseniz o olun ve Yaratıcı’nın sizi yarattığına inanın. Ve kendinizi alçakta hissetmeyin. Siz krallar, kraliçelersiniz. Her daim başkasına uymak için kendinizi değiştirmeye çalışıyorsunuz. Nedenini asla anlamıyorum. Neden kendinize uyum sağlamıyorsunuz? Anlıyor musunuz? Hayatınızda tam manasıyla kendiniz olarak bir anı bile geçirmediğinizi anlıyor musunuz? Kendinizle bir ilişkiniz yok. İçsel varlığınızı sevmiyorsanız kendinize tamamen yalan söylüyorsunuz. Hayatınızı dışa dönük olarak kuruyorsunuz ve bu büyük bir hata. Hayatınız, gerçeği maskeleyen bir görüntüden ibaret. Bu beden Tanrı’nın tapınağı ve Tanrı ruhun içindedir ve hayatın nefesi sizin ilahi olduğunuzun yaşayan bir teminatıdır. Dolayısıyla varoluşunuzu parçalara bölmeye kalkmayın. İçinize dalın, yükselin ve içinizde taşıdığınız ışığı hissedin. Bazı insanlar ışığın nerede olduğunu soruyor. Gözlerinizin içinden gören nedir? Işık değil midir? Işık değilse nedir? Gözleriniz aracılığıyla görüyorsunuz, içinizdeki ışıkla görüyorsunuz. Bu gözler olmasa geriye sadece bir et yığını kalır. İçinizde, optik sinir dediğiniz, beyin olarak isimlendirdiğiniz, nöron olduğunu söylediğiniz ve daha pek çok isimle andığınız bir ışık var. Bu, sizin içinizde bulunan ve dışarıdaki ışığı gören, hissetmenizi, kendinizi görmenizi, kendinizi kişileştirmenizi ve geriye kalan her şeyi gerçekleştiren ışıktır. Siz, ışıksınız. ![]() YENİ ÇAĞ İÇİN MEDİTASYONLAR: Hayatın Nefesi ... Açılış Mantrası: Meditasyona başlamadan önce açılış mantrasını 3 kere söyleyin: Ong Namo Guru Dev Namo (İçimdeki ve evrendeki yüce, ilahi bilgeliğin önünde eğiliyorum, yüce bilgeliği selamlıyorum.) Meditasyon: 1. Bağdaş Pozisyonu’nda oturun. Ellerinizi Sarab Gyan Mudra’da, kalbin önüne getirin. Sarab Gyan Mudra için, parmaklarınızı birbirine kenetleyin, işaret parmaklarınızı yukarı doğru uzatın ve birbirine mümkün olduğunca güçlü şekilde bastırın. Gözlerinizi kapatın. Uzun ve Derin Nefesler’e başlayın. O kadar derin ve tam nefesler alın ki kendi nefesinizin sesini işitin. Her nefes gönüllü ve mekanik şekilde olmalıdır. Zamanlama: 11 dakika. 2. Bağdaş Pozisyonu’nda oturmaya devam edin. Matamandir Singh’ten (https://soundcloud.com/search?q=mata%20mandir%20singh%20sat%20narayan) Sat Narayan Wahe Guru Hari Narayan Sat Nam mantrasını dinlemeye başlayın. Mantranın ritmi ile Uzun ve Derin Nefesler’e devam edin. Mantranın 2 kere tam tekrarı süresince yani yaklaşık 20 saniye kadar nefes alın ve yine mantranın 2 kere tam tekrarı süresince nefesinizi serbest bırakın. Zamanlama: 11 dakika. 3. Bağdaş Pozisyonu’nda oturmaya devam edin. Güçlü bir şekilde Ateş Nefesi’ne başlayın. 3 dakika devam edin ve son dakikada elinizden gelenin en iyisini yapın. Bitirmek için, derin nefes alın, nefesinizi tutun ve serbest bırakın. Bir kere daha aynı şekilde derin nefes alın, nefesinizi tutun ve serbest bırakın. Rahatlayın. ... Yogi Bhajan'ın bu meditasyonla ilgili notları şöyle: Meditasyonun İngilizce'sini ve öncesinde verilen bilgileri aşağıdaki dosyalardan inceleyebilirsiniz.) ... Bu meditasyonda, nefesinize odaklanmalısınız. Nefesiniz, metabolizmanızı etkilemeye başladığı an, kendinizi hafif, ardından bilgili hissetmeye başlarsınız ve güvenlik hissiniz artmaya başlar. Bedeniniz değil, siz nefes almalısınız! Nefesinize derin bir şekilde medite olun ve öz kontrolünüzü artırın. Öz Benlik çalışmaya başladığında her şeyin çaresine bakacaktır. Öz Benlik’ten daha önemli hiçbir şey yoktur. ... Psişenizin frekansını ve bilincinizin genişleme düzeyini değiştirmeniz gerekiyor. Şefkat tavrını anladığınızda, istediğiniz şey 100 kere gerçeğiniz olur! Fakat sorumluluk sahibi ve bilinçli davranmak zorundasınız! Çalışın. Olun. İşinizde daha fazla başarıya imza atın ve daha fazla insana yardımcı olmak için daha fazla para kazanın. Onlara huzur, sükunet ve zarafet sunun. Öz Benliğinize güvenin, böylece insanlar da size güvenecektir. İçinizdeki güç bir düşünceden ibarettir. Kendinizi tatmin olmuş hissedin. Kaynak (Tanrı) size her şeyi sunar. Buradaki asıl konu, Kaynak’ın sizin yöntemlerinizi, yollarınızı kullanmayacak olmasıdır. Kaynak, Sonsuzluk’tur, Genişlik’tir. Siz sınırlı ve küçükseniz, bu hiçbir işe yaramaz. Birilerine yardım etmeye çalışmıyorsanız zengin ve fakir olmanız ne fark eder ki? Gidin, birilerini bulundukları yerden yükseltin. Birilerini yoluna yöneltin ve bir şeylerin hareket etmesine izin verin. Bununla mutlu olun. Mutluluk budur! Uyanık yaşamak zorundasınız. Bizi eğlendiren özgürlük anlayışı artık geçerliliğini yitirdi. Ayık kalmaya, öz kontrole, bilince ve bu saflıkta ve sükunette yaşamaya ihtiyacınız var. Bir yerlerde, beklemek zorunda olduğunuz upuzun bir sıra varsa, içinizde bunu yapmanızı mümkün kılacak sabra ihtiyacınız var. ![]()
![]()
|
Nur Taran
|
Güneşli Ev'i Bul |
|