Bu yazıyı okuyan sevgili,
Yogi Bhajan’ın, çaresizliğimizin deposu olarak nitelendirdiği bilinçaltımız hayatımızın görünmez komutanı olarak her günümüzün arka plan müziğini çalıyor. Bugün kendimizi sınırlı, eli kolu bağlı, korku, kaygı, endişe içinde ve bağımlılıklarımızla sarmaş dolaş hissediyorsak bunun kaynağı bilinçaltımızda taşıdığımız inanç kalıpları. Yogi Bhajan, Kundalini Yoga teknolojisini bizlerle paylaşırken bize kendi ışığımızı özgünlükle ve özgürlükle, güçle, kendi merkezimizde parlatmamız için çok güçlü araçlar emanet etti. Son 5 yıldır aşkla okuduğum, araştırdığım, deneyimlediğim ve gong çalmaya başladıktan sonra da geçen yıldan bu yana atölyelerini hem yurtiçinde hem de yurtdışında festivallerde gerçekleştirdiğim ‘Yeniden Doğum Kriyaları’ bence bunların en etkililerinden, en güçlülerinden. Biliyorsunuz kendime ‘ruh ebesi’ demiştim geçen yıl. Bu yıl ve bundan böyle de ruh ebesi olarak görevimi yerine getirmeye niyetliyim. :) Önümüzdeki kampta da, atölyelerde de ve eğer yapmam gerekiyorsa yıllarda da yeniden doğum atölyeleri gerçekleştirmeye ve katılımcıların hayatını hafifletmeleri için kolaylaştırıcılık yapmaya devam edeceğim. Bu içimin en derin çağrısı ve ben bu çağrıyı takip edeceğim. 19-23 Eylül’de Kabak’ta Esra Pulak ve Gülşah Aygün ile bir kampımız var. Gelenekselleşecek bir çalışmanın ilkini heyecanla gerçekleştireceğiz. Yine Ekim ayında İstanbul’da Güneşli Ev’de ve İzmir’de Mavi Yoga’da, Kasım’da Köln ve Berlin’de atölyeler var. Bu atölyelerin ilk turunda Yogi Bhajan’ın Ev Temizliği olarak nitelendirdiği 4 aşamalı çalışmanın orkestra şefliğini yaptıracağım. Çünkü önce içimizde yer açmak önemli 😊 Bu çalışmaların ilk adımı için yaptığı konuşmayı sizin için çevirdim. Çalışmaya katılanlar bütününü yeniden dinleyecek fakat bu konuda çok soru geldiğinden sizinle bazı parçaları paylaşmak istedim. Diğer 3 aşamayı da kısa sürede paylaşacağım. Şifa olması ve matlarda benimle ya da bir başka Kundalini Yoga eğitmeni dostumla (harika eğitmenler var artık Türkiye’de de) Yeniden Doğum Kriyaları’nı deneyimlemeniz dileğimle. Çünkü şimdi ve şu anda varlığını olduğu gibi ifade etmenin önündeki engelleri kaldırmanın ve hepimiz için adım atmanın zamanı. Şimdi kendimizi görmenin, kabul etmenin ve kendi seçimlerimizi yapmanın zamanı. EV TEMİZLİĞİ-I (10 Kasım 1988 - Yogi Bhajan) Burada yapmak üzere geldiğimiz çalışmanın ana fikri size bir meditasyonu ya da bir dini ya da herhangi bir şeyi pazarlamak değil… İnsanlar hiç sorunları olmasın istiyor. Sorun dediğiniz şey size kendinizi çaresiz hissetmek istediğiniz ya da hata yapmaya çalıştığınız için gelmiyor. Hayatta sorunlarla karşılaşmanızın nedeni içinizde taşıdığınız bir sorununuzla yüzleşecek cesaretiniz olmaması. Sadece şunu hatırlayın: İnsan, hayatında kendi başına çözemeyeceği hiçbir sorunla karşılaşmaz. Her sonucun bir sebebi vardır. Bu bilimsel bir yasadır. Sizin için evrenin yasalarını değiştiremem. Yasa böyle. Sonucun bir sebebi olduğuna göre, her sebebin de bir sonucu olması gerekir. Yasa böyledir ve asla değiştirilemez. Tanrı böyledir. Hayat, böyledir. Fakat bu sebep, sonuç oyununda bazen atacak kurşunumuz kalmaz ve tükeniriz. Bazen de çözüm yollarımız tükenir. Bunun için dilediğinizi suçlayabilirsiniz. Ama basit bir dille anlatacak olursak o anda eksik olan şey taahhüdümüz ve bağlılığımızdır. …Mutluluğa uzanan yedi basamak vardır: Söz verirsiniz, verdiğiniz söz sizi karakter sahibi yapar, karakteriniz ise size haysiyet kazandırır. Haysiyet sahibi olduğunuzda pırıl pırıl parlarsınız. Önünüze serilen imkanlarla zenginleşirsiniz. Bunun ardından bir basamak kalır geriye. Haysiyetten, ilahiliğe geçiş yaparsınız. Bu arada, ilahilik ne demektir? İkilikten (dualite) çıktığınızda, işte o zaman ilahi olursunuz. Normalde ‘Belki bu, belki de şu’ dersiniz. Fakat böyle bir ikilik içinde olmadığınızda ilahi olursunuz. Sonra bu ilahilikten zarafet doğar. Zarafet size mutluluğu, kaynakları, fırsatları ve anlayışı getirir. Kimse kimseyi sevmiyor. İnsanlar birbirine yalan söylüyor... ‘Seni seviyorum, Beni seviyorsun.’ Sevgi, tüm evrende kullanılan bütün kelimelerin en fazla sömürüleni... Sevgi nedir benim için biliyor musunuz? Sevgi, bir insanın kendi içinde yine kendisini deneyimlemesidir. Sevdiğinizde pes etmezsiniz ve yarı yolda kalmazsınız. Sevginin gücü budur... Birileri sizi yarı yolda bırakıp, hayal kırıklığına uğrattıysa sevginin ne olduğunu asla anlamamıştır. Sevgi sizi yarı yolda bırakmaz. …Ama sonuçta iş dönüp dolaşıp zarafete dayanıyor. Zarafet size bir şey kazandırıyor. Zarafet size güç getirir, feda etme gücünü, verebilme gücünü. Zarafet size işte bu gücü verir. Guru Nanak buna ‘Veksey veparva’ dedi. Deinda dey leindey thak paah, juga jugantar kayi ka Hukumi hukum chalaye raah, nanak veksey veparva. - Guru Nanak, Siri Guru Granth Sahib, 2. Sayfa (Japji’den) Tanrı yüzyıllar boyunca ve sonsuzlukta verir, verir ve verir, Alan da almaktan yorgun düşen de biziz. Tanrı, her şeyi bir düzene koymuştur ve O’nun düzeni kusursuzdur Sadece hatırla, her şey bir düzen içinde, düzen kusursuz, kaygısız ve sorunsuzdur. …Çok fazla çöp taşıyoruz. Buna duysak da inanmıyoruz. Güzel bir banyo yaparsak, üzerimize güzel kıyafetler giyip, kokular sürersek iyi olacağımızı düşünüyoruz. Ama bilinçaltının da banyo yapmaya ihtiyacı var. …Uzun bir meditasyon yapacağız ve acının içinden geçeceksiniz. Canınızın yanacağını biliyorum. Ama işte o nokta ‘Şimdi bir şeylerin içinden geçiyorum’ diyeceğiniz nokta. İşte bunu yapacağız, işte bunun içinden geçeceğiz. Dört aşamayı çok basit ve çok onurlu bir yöntemle öğreneceksiniz. Burada ana fikir sizi sıkıp suyunuzu çıkarmak değil. Burada ana fikir temizlik, size kendinizi temizlemeniz için bir şans vermek. Bu kadar basit. Bu bir Zen meditasyonu ya da çok bir kolesterol ya da ateş düşürücü bir meditasyon değil. Hiçbir şeyin sözünü vermiyorum. Size sözünü verdiğim tek şey eğer bunun içinden benimle geçerseniz ve benimle özgür olabilirseniz, geldiğiniz kişi olarak buradan ayrılmayacaksınız. Tamam mı? Ama size bir şeyin de sözünü vermiyorum çünkü ne olduğunu biliyorum. Kendim yaptım ve baya ağır işçilik var işin içinde. … Size bir sır vereyim: Hepimizin hasta olduğunu, hepimizin acı çektiğini, engelli ve yoksul olduğumuzu ve bazen zihinlerimizin çıldırdığını biliyorum ama inandığım şey bu değil. Her erkeğin ve her kadının güzel olduğuna inanıyorum ve böyle olmaya da hakkımız var. Fakat ev temizliği de çok zor bir iştir, ne demeye çalıştığımı anlıyorsunuz değil mi?... *** Normalde otomatik olarak nefes alıyoruz. Otomatik nefes durduğunda bu beden için anlaşılamayacak kadar acı verici oluyor. Yogiler olarak bedende ve zihinde bir düzen yaratmak zorundayız. Üstelik bedenin kendi aklı vardır. Dolayısıyla ‘Üzerinde kontrol kazanılan, fethedilen, kaybolan’ bedenin akli düzenidir. Brahminler bunu bize asla açıklamadı fakat nefesin ve nefesin hangi burun deliğinden alındığının önemli olduğunu anlamışlardı. Nefes, ‘Gücüm nedir? Cesaretim nedir? Yüzleşme gücüm nedir?’ sorularının yanıtını taşır. Yüzleşme gücünüz yoksa, yükseltme gücünüz de olmaz. Sonra da en sıkıcı an gelir arkasından, buna öfke başka bir deyişle ters çevrilmiş depresyon denir. Bazılarınız öfke emareleri gösteriyor, bazılarınız göstermiyor. Hepinizin bunu göstermesini istiyorum. Şimdi deli gibi öfkeli ve çılgın insanlar olmanın vakti. … Öfkelenin ve tüm gücünüzle vurun (1. Egzersiz); kendinizle yüzleşin. Amiyane bir tabi vardı biliyor musunuz ‘Aklını başından alacağım’ diye. Hadi, aklınızı salın gitsin. Gerçekten kendisi üzerinde çalışmak isteyenler bu meditasyona gelecekti, böyle anlaştık ve ben de bunun için buradayım. Bu sistemi temizlemek istiyoruz, biliyorsunuz. Buraya büyük yogilere dönüşmeye ve her türlü iddiada bulunmaya gelmedik. Ama sistemi temizlemek istiyoruz. Sinir sistemimize yeniden şekil vermek istiyoruz. Şimdi boşlukları bulun. Beden nerede kaskatı kesiliyor, hareketler nerede tatsız ve rahatsız edici hale geliyor, bulun. Bilinçli olarak bu boşlukların üstesinden gelmenizi istiyorum. Sadece bilinçli olarak bunu yapın. Azimli değilseniz istikrarlı da olamazsınız. Bu egzersiz çok çılgın görünüyor fakat keder ve ıstırabı yok ediyor (3. Egzersiz). Keder, hayatta başınıza gelen adaletsiz durumlar sonucu üzüldüğünüzde içinize yerleşir. Şimdi bir çakradan diğer çakraya doğru ilerleyeceğiz (4. Egzersiz). Kalp merkezini ve karnınızı hareket ettirin (9. Egzersiz). Buna erk projeksiyonu denir. İnsanların garip cinsel alışkanlıkları var. Bunu yaparsanız yaratıcı enerjinize, yumurtalıklarınıza, üreme organlarınıza bakım uygulayacaksınız. Bozulmuş olanı şifalayarak, yenileyeceksiniz... Annenizin rahmindeyken nefes almadınız. Annenizden ve onun enerjisinden alarak büyüdünüz. Har Hare Hari, Wahe Guru. Budist rahipler gibi, Bhikkular (dünyadan çekilen keşişler) gibi, rahipler, azizler gibi, sesin içine yerleşin, sesin içine yerleşin, sesin derinlerine dalın, rahatlayın, rahatlayın ve devam edin (10. Egzersiz). Sahasrara’ya, kafatasınızın altına odaklanıp sessizce meditasyon yapın (11. Egzersiz) ve ajnaya, 3. Göz’e geçin. Boğaz Çakrası’na geçin. Kalp merkezine geçin. Rahatlayın ve daha da içeri dalın. Şimdi daha da, içeri, içeri, içeri ve devam edin. Mantrayı kalp merkezinde tekrar edin. Mantrayı tekrar etmeye devam edin, mantra ne de olsa kalp merkezine aittir. Tüm duyularınızı unutana kadar rahatlayın. Tüm gerginliği bırakın ve kalbinizin daha da daha da derinine inin. Tıpkı bir soğan gibi, kalbinizin merkezine doğru katman katman inin. Gerginliği bırakın ve rahatlayın, daha derine lütfen. Bırakın ses akmaya devam etsin. Söz, dünyayı yener. Söz, dünyayı yener. Sonsuz güneş üzerinde parlasın. Tüm sevgi seni sarsın. İçindeki o saf ışık sana yol göstersin. Huzura ve barışa inananlar kutsanmış olanlardır. Bunun için çalışanlar kutsanmış olanlardır. Zihni huzur içinde olanlar kutsanmış olanlardır. Başkalarıyla bunu paylaşanlar kutsanmış olanlardır. Diğerlerini huzurlu bir meditasyona ve neşeye taşıyanlar kutsanmış olanlardır. Sat nam.
0 Comments
|
Nur Taran
|