Ergenlik yıllarımda bir karikatür görmüştüm, hala gülerim. Odanın ortasında bacaklarını açmış oturan bir kadının tepesinden bir balon çıkar ve kadın ‘Siz de benim oturuşuma taktınız’ der. 😊
Ben de bir süredir Kundalini seanslarında oturuşlara takıyorum 😊 Bazen zihnim çok detaylı, çok kapsamlı düşünmeye eğiliyor fakat en basit görünenin aslında en temel ve en gerekli olduğunu göremiyor. Bir sürü meditasyon ve bilgi paylaşıyorum da bir türlü nasıl oturmamız gerektiğinden yani aslında hayatımızı kolaylaştıracak ve meditasyonumuzu yapabilmemizi sağlayacak en önemli temelden bir türlü bahsetmiyorum diye düşünüyorum bir süredir. Ondan, bugün hem Kundalini Yoga ve Meditasyon derslerinin hem de doğru duruşun temelini oluşturan ‘Oturma’ pozundan bahsetmek istiyorum. Omurgayı Düz Tutmak Hepimiz farkındayız artık bir gözümüz sürekli olarak bilgisayar, telefon ve tabletlerde. Hayat böyle bir hal aldı pek çoğumuz için. Buna uyum sağlamaya çalışan beden de kamburlaşmaya, öne doğru eğilmeye başlıyor. Oturma pozlarındaki (ve tabi hayatı yaşarken 😊) en fazla dikkat ettiğimiz nokta omurgayı dik tutabilmek. Bu uygulama, zaman zaman eğilmeye meyleden beden yapılarında omurga çevresinde halk tabiriyle tutulmalar, ağrılara neden olabiliyor. Fakat omurgayı dik tutmayı kendinize bilinçli olarak hatırlattıkça, düzenli olarak pratiğinize devam ettikçe bir süre sonra omurganın kendiliğinden kamburlaşma eğilimini düzeltmeye başladığını görecek, deneyimleyeceksiniz. Omurga dik olduğunda, kuyruk sokumu kemiği de yere paralel, karın kasları da hafif içe çekilmiş hale geliyor ve bu durumda omurga kanalını düz bir çizgi halinde uzatabilmek için yapmamız gereken tek şey çeneyi hafif geriye almak oluyor. Öne eğilme ya da kamburlaşma eğilimi yüksekse oturma kemiklerimizi eşit şekilde destekleyecek bir battaniyeden ya da yastıktan destek almak omurgamızı dik tutmamızı kolaylaştıracaktır. Bu pozlarda otururken diz kapaklarımızın da mümkün olduğunca destekli olması dengenin sağlanması açısından önemli. Beden yeterince esnekse diz kapakları yerden destek alıyor. Yeterince esnek olmadığında ise dizlerimizin altına evdeysek yine battaniye ya da yastıklarla destekler alabiliriz. Diz sorunları olanlar ise yerde oturmak yerine sandalyede oturarak meditasyon yapabilir. Ayak tabanlarının yere tamamen basması, oturma kemiklerinin sandalyeye tamamen yerleşmesi, belin desteklenmesi ve omurganın düz olması sandalye oturuşunda dikkat etmemiz gereken temel unsurlar. Omurgamızı dik tutarak oturmayı önermemizin nedeni omurga kanalındaki sıvının hareket etmesini sağlamaktır. En basit anlatımla, omurgamız düz olduğunda en alt çakralardan tepe çakrasına kadar omurga sıvısı rahatlıkla hareket eder ve enerji daha basit bir tabirle bedenin her yerine eşit oranda dağılır. Bu dağılım doğru olduğunda farkındalığımız üzerinde direkt etkiye yaratır. Kundalini Yoga’da genellikle bağdaş kurarak ya da tek veya iki ayak tabanımızı kucağımıza yerleştirerek (Lotus Pozu) oturuyoruz. Yerde oturduğumuz bir başka poz da Kaya Pozu dediğimiz, sindirim için sıklıkla başvurduğumuz, topukların üzerine oturduğumuz duruş. Bir de bekar pozu dediğimiz dizlerimizi W şeklinde açtığımız ve arasına oturduğumuz poz var. Omuzlar, Yüz ve Çene Serbest Omurgamızı düz olarak uzattığımızda, özellikle dik omurga ile oturmaya alışkın olmayan ve gün boyunca, hatta uykuda sıklıkla yüzünü ve çene kemiklerini sıkan kişilerde bu hizalanma omuzlarda ve yüzde kasılmalara neden olabiliyor. Seanslarımızda hep tekrarlıyoruz ‘Amacımız, çabasız çaba.’ Girdiğimiz her pozun içerisinde kendimize bir rahatlama alanı yaratmak istiyoruz. Rahat Oturma Pozisyonu’nda da adı üzerinde rahatlamak istiyoruz 😊 Bu yüzden öncelikle yüzünüzü sıkıp bırakabilirsiniz ve sanki yanaklarınız, yüzünüz yere akıyormuş gibi serbest kalsın. Ardından omuzlarınızı bilinçli şekilde rahatlatın. Oturmak, oturmayı başarabilmek, bedeni tanımak ve fark etmek açısından son derece kıymetli bir başlangıç. Hatta belki de yoganın en temeli. Bu konuda sorularınız varsa lütfen çekinmeden yazın. Işıkla, sat nam.
2 Comments
Bu meditasyon hayatın sizin için anlamını yitirdiğini düşündüğünüz noktada sizi anlamla, gerçekle ve huzurla yeniden buluşturmak için bire bir. Açılış Mantrası: Kriyaya başlamadan önce açılış mantrasını 3 kere söyleyin: Ong Namo Guru Dev Namo (İçimdeki ve evrendeki yüce, ilahi bilgeliğin önünde eğiliyorum, yüce bilgeliği selamlıyorum.) Mantra: Sat Narayan Wahe Guru Hari Narayan Sat Nam İçsel huzur için seslendirilen ‘Sat Narayan Wahe Guru Hari Narayan Sat Nam’ mantrasındaki Narayan, Sonsuzluğun su elementi yönüyle, yani arındırıcı yönüyle bağdaşır. Bu mantrayı seslendirdiğinizde ‘akışta’ kalıp dünya okyanusunu, sonsuzluğun yelkeni ile huzur içinde geçebilirsiniz. İçsel huzuru sağladığınızda çevrenize huzuru, barışı, sevgi ve mutluluğu da yansıtabilir; bu titreşimi yayarak hislerin kendisi olma halini deneyimleyebilirsiniz. Mantranın çevirisini biraz da anlamını açıklayarak şu şekilde yapabiliriz: Sat Narayan – Sat, Gerçek anlamına gelir. Narayan Arındıran ve Hayatta Daha Saf şekilde Dahil Olmamızı Sağlayan demektir. Wahe Guru - Sözün Ötesindeki Bilgelik anlamına gelir. O bilgeliği selamladığımız, o bilgelikle bağlandığımız titreşimdir. Hari Narayan – Hari- Ateş elementinin akışkan ve yaratıcı yönüdür. Sat Nam - Gerçek benim kimliğimdir. Gerçek olan Benim anlamına gelir. Postür: 1. Omurganızı dik tutun ve bağdaş kurun. Dizlerinizde sorun varsa yine omurganız dik olacak şekilde bir sandalyede ya da bir koltukta oturabilirsiniz. Çenenizi hafif geriye alın, yüz kaslarınız ve omuzlarınız tamamen rahat olsun. 2. Parmaklarınızı birbirine geçirin ve avuç içleriniz diyafram hizasında olacak şekilde ellerinizi bedeninizin önüne yerleştirin. Sabit duracağınız şekilde postürün içine yerleşin ve postürde kendinize rahat bir alan yaratın. Kıpırdamadan durabilmeniz omurilik sıvısının rahat hareket edebilmesi açısından önemli. 3. Bu şekilde postüre yerleşmişken ve meditasyon esnasında üç kilidi birden AYNI ANDA uygulayacağız. Kilitler şöyle: 1- Kök kilidi: Sırasıyla anüs ve cinsel organ, karın kaslarını sıkın ve göbek deliğinizi omurganıza doğru yaklaştırın 2- Diyafram Kilidi: Göbek deliğinizin üzerinde bulunan diyafram alanını omurgaya doğru çekin, göğsünüzü yükseltin ve açın) 3- Çene Kilidi: Boynunuz omurganızla aynı hizada olacak şekilde çenenizi hafif geriye alın. Bu kilitleri uygularken yüzünüzün ve omuzlarınızın tamamen rahat olduğundan emin olun. Nefes ve Meditasyon Uygulaması: Derin nefes alın, nefesinizi tamamen serbest bırakın, tüm kilitleri uygulayın ve nefesinizi dışarıda tutarak 3 kere zihnen ve kalben Sat Narayan Wahe Guru Hari Narayan Sat Nam mantrasını tekrar edin. Ardından kilitleri bırakırken tekrar derin nefes alın, nefesinizi serbest bırakın, kilitleri uygulayın ve mantrayı bir kere daha tekrarlayın. Döngüyü bu şekilde sürdürün. Gözler: 10’da 1 oranında açık. Zamanlama: 11-31 dakika. Bitirirken: Derin nefes alarak meditasyonu sonlandırın ve mümkün olduğunca uzun bir süre nefesinizi tutun. Ardından usulca rahatlayın ve ihtiyaç duyduğunuz süre kadar sessizlikte, hareket etmeden kalın. Omurganızı esnetin ve birkaç derin nefes alın. Rahatlayın. Ardından 3 kere 'Sat Nam' (Gerçek Benim Kimliğimdir) mantrasını tekrar ederek meditasyonunuzu kapatın. Şifa olsun. Sat nam. |
Nur Taran
|