![]() Notu okuyan sevgili dostum, Stresle, gerginlikle ve korku içinde yaşadığımızda bedenimiz kendisini ‘hayatta kalma modu’na alır. Bu hallerdeyken, hayatı yaşamaktan ziyade hayatta kalmaya harcarız tüm enerjimizi ve bilgi birikimimizi. Diyelim ki ormandayız ve aslanlardan korkuyoruz. O ormanda bir aslanla karşılaşma ihtimalimiz de yine diyelim ki yüzde 1 olsun. Savunma mekanizmamız hemen bedene ‘hayatta kalmak için hazırlıklı olmalıyız’ mesajını gönderir ve çalışmaya başlar tüm organlar ‘yüzde 1’lik potansiyel tehlikeye karşı hazırlıklı olmak’ için. Bu da bedenin tüm depolarını sadece yüzde 1’lik ihtimal için tam gaz kullanması anlamına gelir. Bedene yüklenmiş ne yorucu bir görev! Oysa ormanda ağaçlar başka masallar fısıldar, hayat başka türlü akar görmek isteyenler için. Beden ve zihin aslandan korktuğu için tüm kalkanlarını kuşanmışken kalbin gördükleriyle neşelenmesine fırsat kalır mı? Savaşçılık işte tam bu noktada devreye girer. Evet, aslan çıkabilir, ayı da çıkabilir, hatta taş da düşebilir. Ama bir kere girmişizdir o ormana ve o andan neyi kazanmak isteyeceğimizin tercihi tamamen bize kalmıştır. İster aslandan korkarak geçeriz girdiğimiz ormandan, ister sihirler kuşanarak. Evrende özgür irade tüm gücüyle çalışır. Hayatta kalma güdümüzü sakinleştirmenin en kolay yolu hayatın bilgeliğine güvenmektir. Bize tehlikelerden, tuzaklardan, acılardan ve korkulardan durmaksızın dem vuran bu sistemin içerisinde hayatta kalma modunu kapatıp evrene sonsuz güvenin huzurlu ve teslimiyetçi sularına dalmak... ...işte bu, cesaret gerektirir... ...işte bu yılmaz bir savaşçı olmayı gerektirir. Doğduğumuz andan bu yana bizi hayatta tutmak için elinden geleni yapan ve güçlü bir savunma sistemi kuran egomuza ‘Seni anlıyorum ama şimdi hayata güvenmeyi tercih ediyorum’ diyebilmektir cesaret. Bunun için de teslimiyet gerekir. Geldi mi bir cesaret konusu daha... :) Yaratıcılığa, yeni şeyler üretme ilhamına, neşeye, canlılığa kısacası hayatın her alanında kullanabileceğimiz yaşam enerjisini, zihnin ürettiği potansiyel karanlıklarda körebe oynayarak hayatta kalmaya harcamak ne büyük israf... Bu israftan kurtulmak için cesaret gerekir. Kendi ışığınızla bir olmak size bu cesareti verir. (İstanbul, Ekim 2016)
1 Comment
|
Yazar'Benim gibi kendisini azıcık da olsa garip hisseden birileri varsa bu satırları okuyan bilmeli ki: Ben, Ben'im, Biz, Bir'iz ve hayatın tek anlamı Ol'duğum(uz) gibi Ol'abilmek. Arşivler
Mayıs 2020
Kategoriler |