Kimdin sen? Birileri gelip kalbini kırmadan önce yani? Nelere gülerdin mesela? Nasıl bakardın insanların gözlerinin içine? Nasıl sever, nasıl sarılırdın? Kalbin daha mı yavaş yoksa daha mı hızlı atardı? Yanakların ne renkti? Dudaklarından hangi sözler dökülürdü? Nasıl öperdin bir dostu, bir sevgiliyi? İyimserliğin aklının nerelerinde çiçek açardı? Çizdiğin resimler daha mı renkliydi? Elbise giymeyi sever miydin? Ağzınla bir ritim tutturup sessizlikte dans etmeyi? Oyun oynar mıydın kendinle? Uyanınca aklına ilk ne gelirdi birileri kalbini kırmadan önce? Kahvaltıda ne yerdin? Filmlere önceden de ağlar mıydın? Ya şiirlere? Karnından kalbine uzanan o boşluğun nasıl acıyla dolabileceğini bilir miydin? Ya kalkan taşımanın dayanılmaz ağırlığını? Tüy gibi hafif miydin yoksa? Umut etmeye inanır mıydın hep? Kimdin sen birileri gelip kalbini kırmadan önce? Hatırla ve çağır o Sen’i. Gel saf halim. Gel neşem. Gel coşkum. Gel ışığım. Gel keyfim gel. 2 Mayıs, Aydın.
0 Comments
Leave a Reply. |
Yazar'Benim gibi kendisini azıcık da olsa garip hisseden birileri varsa bu satırları okuyan bilmeli ki: Ben, Ben'im, Biz, Bir'iz ve hayatın tek anlamı Ol'duğum(uz) gibi Ol'abilmek. Arşivler
Mayıs 2020
Kategoriler |